Erdîş'teki buluşmaya binler katıldı: JİTEM'e de, Hizbulkontra’ya da izin vermeyeceğiz!

Erdîş'te binlerin katıldığı buluşmada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, JİTEM İttifakına da, Hizbulkontra’ya da asla izin vermeyeceklerini söyledi.

YEREL SEÇİMLER

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, seçim çalışmaları kapsamında Wan’ın Erdîş (Erciş) ilçesinde düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Binlerce kişinin katıldığı buluşmada; “Özgürlüğün geldiği gün ölmek yasak. Rabe” pankartı ve “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok Jiyan Na Be”, “Bijî berxwedana zindanan” sloganlar ıatıldı. Renkli görüntülerin yaşandığı buluşmada bir dakikalık saygı duruşunun ardından Erdîş Belediyesi eşbaşkan adayları Baran Bilici, Güler Temel, DEM İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi ve Wan Büyükşehir Belediyesi eşbaşkan adayı Abdullah Zeydan birer  konuşma yaptı. 

Ardından sloganlarla sahneye çıkan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Newroz'un startının verildiği Dep’teki kutlamaya dikkat çekerek şunları söyledi: “Newroz ateşini harlayan Mazlum Doğan’ın kentinden Newroz’un startını verdik. Bizler 8 Mart’ın ruhunu Newroz’un ruhuna katarak Newroz’u Ortadoğu ve dünyanın dört bir tarafında barış talebiyle kutlayacağız. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi için kutlayacağız. İmralı tecridinin ortadan kalkması için kutlayacağız. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep etmek için bizler Newroz alanlarını dolduracağız. Bizler Newroz alanlarında bizleri aç bırakanlara, ekonomik olarak bu ülkeyi yaşanabilecek yüz yıllık süre içerisinde en derin krize mahkum edenlere karşı adil bir ekonomi için mücadele etmek üzere Newroz’da taleplerimizi yükselteceğiz. Ekmeğimizi, özgürlüğümüzü, eşitliği, adaleti talep edeceğiz. Newroz’un ruhuyla 31 Mart zaferini ilan etmeye hazırız” dedi.

KATLİAMLARI UNUTMUYORUZ

Tülay Hatimoğulları konuşmasını şöyle sürdürdü: “Halepçe’de Kürt halkını katledenleri bugün burada bir kez daha kınıyorum. Halepçe Katliamını asla unutmuyoruz. Orada kaybettiğimiz kardeşlerimizi anıyoruz. Yine 16 Mart, yıllar önce İstanbul Beyazıt’ta 7 üniversiteli genç katledildi. Onlar devrimci gençlerdi, Türkiye’nin umuduydu. Aynı anlayış bizleri Ortadoğu’da katlediliyor. Aynı anlayış bizleri 2024’te ölümlere mahkum eden anlayıştır. Halepçe’den Beyazıt’a yitirdiğimiz bütün canları saygıyla anıyorum. Mahir’lerden, Deniz’lerden, Kaypakkaya’lardan, İbo’lardan, Mazlum’lardan günümüze kadar bize devrimci, yurtsever mücadeleyi armağan eden bütün şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Ne yazık ki bizler konuşmalarımızda acılarımızdan bahsetmek durumda kalıyoruz. Çünkü öyle bir tarihe sahip ki bu ülke acılar ve katliamlarla doludur. Sizler Zilan halkı olarak bu katliamın en büyüğünü yaşayan halksınız. Koçgiri, Dersim, 33 Kurşun işte bunlar bizlerin kanını dökerek bizlere diz çöktürmeyi zannettiler, Kürt’ü asimile edeceğini zannettiler, Alevi’yi yok edeceğini zannettiler, kadınları, yurtseverleri yok edeceklerini zannettiler. Bizleri bu katliamlara reva görenlere buradan en büyük cevabımız DEM Parti buradadır. Devrimci yurtseverler buradadır. Kürt halkı buradadır. Halklarımız buradadır, Biz buradayız.

HİZBULKONTRA'YA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ 

AKP belli ki bu seçimlerde zora düşmüş ve şimdi ‘JİTEM ittifakını nasıl güçlendiririz’ diye bakıyor. JİTEM ittifakında olan Mehmet Ağarların, Tansu Çillerlerin şimdi gelip AKP saflarında AKP belediyeleri için çalışıyorlar. JİTEM ittifakı kendilerinden olmayanları, siyaseten halkın yanında olanları düşman gördükleri için insanları domuz bağıyla öldürenlerdir. JİTEM ittifakı cinayetlere, katliamlara imza atanlardır. JİTEM ittifakı, Türkiye ve Kurdistan’daki aydınları, siyasetçileri, devrimcileri, yazarları, gazetecileri ve 12 partimizde emek veren ve yargısız infazlarla katledilen arkadaşlarımızın kanı JİTEM ittifakının parmaklarındadır, ellerindedir. İşte JİTEM ittifakını bizlerin önüne çıkarıyorlar. Kurdistan’da da JİTEM ittifakının diğer versiyonu Hizbul Kontra. Hüda Par’ı AKP bilerek ve isteyerek meclise taşıdı. Bunun sebebini Kürt halkı çok iyi biliyor. Bunun sebebi Kürtlerin bugüne kadar bedel ödeyerek demokrasiyi şiar edinen, halkların kardeşliğini şiar edinen, mücadeleyi bugüne kadar taşıyan değerli Kürt halkımızın içinde kurulmuş bir zehirdir bu. Bizler bunu asla kabul etmeyeceğiz. Onların Kürdi değerleri kullanarak sözüm ona Kürtçe diline ve kültürüne sahip çıkarak siyaset yapmalarını asla onaylamamalıyız. Onlar bizim içimize özel olarak gönderildiler. Bunu en iyi şekilde Süleyman Soylu itiraf etti. Biz asla Hizbulkontra’ya izin vermeyeceğiz.

ERDOĞAN'IN ELİ JİTEM VE HİZBULKONTRA'NIN CEBİNDE

Erdoğan demiş ki ‘kimin eli kimin cebinde belli değil’ Biz kimin eli kimin cebinde gayet iyi biliyoruz. Senin elin JİTEM ittifakının, Hizbul kontranın, savaş baronlarının, ittifaklarının cebinde. Senin elin halkın cebinde sen halkın parasını çalıyorsun 5’li çeteye peşkeş çekiyorsun. Halkımız aç susuz ve ekmeksiz işte senin elin halkın cebini aşırmakla meşgul. Senin elin yoksulun, işçinin, ülkedeki gençlerin, kadınların cebinde. Ama DEM Parti’nin elinin nerede olduğu gayet bellidir. DEM Parti’nin eli halkın elinde, anaların elinde, adalet nöbeti tutan anaların elinde. DEM Parti gençlerle, kadınlarla, engellilerle, işçilerle, yoksullarla, halklarla el ele. Sen elini Türkiye ve Kurdistan’dan çek başka ihsan istemez.

KURDİSTAN'A ÖZEL EKONOMİK POLİTİKALAR UYGULUYORLAR

Ankara’da ucuz et kuyruğuna giren, çöpten beslenmek zorunda kalan, halde atılan sebze ve meyveyi çocuğuna götürmeye çalışanların sayısı giderek yükseliyor. İşte Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, yoksulluk budur. Onlar başta Kurdistan olmak üzere birçok yere yatırım yapmıyorlar, fabrika açmıyorlar, istihdam yaratmıyorlar. Hele Kurdistan’a uyguladıkları özel ekonomik politikaların bir nedeni de buradaki gençler burada kalmasındır. Bir fabrika kurup buradaki insanları burada çalıştırmazlar çünkü bunları bu ülkenin yurttaşı olarak görmüyorlar. ‘Burayı ne kadar insansızlaştırırsak o kadar rahat yönetebiliriz’ diyorlar. Biz buradan, Kurdistan’ın bağrından, Van ve Erciş’ten diyoruz ki DEM Parti olarak bizler istihdam alanları yaratmak üzere geliyoruz. Bizler ‘doğduğumuz yerde doyma’ projesini hayata geçirme üzere geliyoruz.” 

HALKA SANDIĞA GİTMELİ

“Kayyımlar bizim belediyemizin kaynaklarını, halkın parasını, sizin paranızı çaldılar. Kayyumlar Kürt’ün iradesini çaldılar. Kayyum siyasi irademizin de hırsızıdır. Hırsızlara geçit vermeyeceğiz! Kayyımcı anlayış, zihniyet şu sokakta artık dolaşamaz bir hale gelmiştir. Halkın iradesi oldukça hiç kimse hiçbir şeyimizi çalmayacak, çalamayacak. Bunun dönemi bitmiştir. Onlar da kayyum atarken kendilerine ne kadar zarar verdiklerinin farkındalar. Onun için önümüzdeki yerel seçimlerde başka taktiklere başvuruyorlar. Başka yerden asker, polis seçmenleri bizim kazandığımız belediyelere kaydırarak onlara oralarda oy kullandırarak yine kayyumcu anlayışın başka bir versiyonunu Kurdistan’da hayata geçirmeye çalışıyorlar. İki isteğimiz var. Birincisi bugüne kadar bize oy vermemiş ailelere gitmek ve onlara neden AKP’ye oy vermemeleri gerektiğini anlatmaktır. Kürt’ün kanını döken, Rojava’da kardeşlerimize saldıran, onları katleden ve iki gün önce Irak’ta adeta bir savaş zümresi operasyon zirvesi gerçekleştirdiler, yeni savaş kararları aldılar. İşte bunları değerli halkımıza tek tek anlatmalıyız.” 

Buluşma halkın şarkılı, halaylı coşkusuyla sona erdi.